İslam dininde insan hakları: Öncelikle bu konuyu insan denen kişileri tanımlayarak tanıtmak daha doğru olacaktır. İnsanlar insandır ve Yüce Yaratıcı Allah, özünden bir değer alır ve onu en güzel şekilde yaratır, irade ve seçim gücüne sahiptir, gökte ve yeryüzündeki hayata hizmet verir. Yüce Allah, insanı yarattığı pek çok canlıyı alt ettirir. Doğasında birçok özelliği vardır ve ona iradeyi kullanma özgürlüğü vermiştir. İnanç, inkâr, adalet, zulüm, güzellik ve çirkinlik insana atfedilir. Birine bir sebep vererek, özgürce seçim yapmasına izin verir. Bu nedenle Allah, insanları sınadı ve sınavı başarıyla geçenlere ödül vereceği sözü verdi ve başarısız olanları da ahirette cezalandıracağını söyledi.
Kendi yolunu belirleme özgür iradesine güvenen bir kişi, gelecekteki konumunu da belirleyecektir ve yaptığı sorumluluk insanlara ait olacaktır. Bundan sonra, tüm eylemleri yargılanacak, ödüllendirilecek veya cezalandırılacaktır.
İlk insanın Âdem peygamber olmasından bu yana insan, yukarıdaki gerçekler doğrultusunda hareket etmiş ve bugüne kadar gelişmiştir. Artık bu laik hayat bitene kadar hayatını aynı gerçeklere göre yaşayacaktır.
Hak ve Özgürlükler Yaratılıştan Gelir
Allah’ın peygamberler yoluyla insanlara ilettiği temel hak ve özgürlükler aşağıdadır.
- Hayat hakkı
- Mülk Hakkı
- Kanun önünde eşit haklar
- Seçme seçilme
- Eğitim ve öğretim hakkı
- Seyahat hakkı
- Adil yargılanma hakkı
- İnanç özgürlüğü
- İnancını ifade etme hakkı
- Fikirlerini özgürce ifade etme hakkı
- Evlenme ve boşanma hakkı
- Ticaret hakları
Bu haklar ve benzeri haklar, Kuran aracılığıyla insanlara bahşedilmiş ve Peygamberimiz tarafından herkese duyurulmuştur. Bu haklar tartışılamaz ve asla kısıtlanamaz. Onun kısıtlanması, Tanrı’nın emirlerine açıkça karşı çıkmak anlamına gelir. Tüm bu haklar kadın ve erkeklere eşit olarak verilmektedir.
Bu hakları kullanarak, hatta eşit şekilde kullanarak, insanlar ancak yargılanabilir ve eylemlerinden sorumlu tutulabilir.
Toplumsal hayatın gelişmesi ve evrilmesiyle birlikte bazı hak ve özgürlükler devreye girmekte ve bu hak ve özgürlükler, efendilerimizin naklettiği Kuran’da en iyiler arasında yer almaktadır. Kuran’da anlatılan pek çok hikâye nedeniyle, ilk insan Adem’den beri pek çok hak ve özgürlüğün olduğunu ve Allah’tan bu hak ve özgürlükleri uygulaması istendiğini görüyoruz.
Hepsi Görev Kapsamındadır
Dinimiz tüm bu değerleri hak olarak tanımlasa da bunları halka da yükümlülük olarak dayatmaktadır. Örnek olarak; hayatın dokunulmazlığının bir hak olduğunu ancak hayatını kaybetmemesinin açıklanması sorumluluk olarak belirlenmiştir. İkamet muafiyeti bir hak olmakla birlikte eve izinsiz girmeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Dolayısıyla, hakların yükümlülükleri belirlemesi gibi, yükümlülükler de hakları belirler.
Bu doğal bir fenomendir çünkü haklar ve özgürlükler yaratılıştan gelir. Bu nedenle Kuran ve Sünnette insanlar haklardan çok yükümlülüklerden bahsedip vurgu yaparlar ve yükümlülükler daha ön plana çıkmaktadır.
Hak ve Özgürlüklerden Dolayı Sorgu Vardır
Hak ve özgürlükler, Yüce Allah’ın insanlığa verdiği nimettir, aynı zamanda onlara yüklenen yükümlülüklerdir. Görevler tehlikede olduğundan, bu görevlerin ne ölçüde gerçekleştirilebileceğini sorgulamak kaçınılmazdır. Bu kutsal sorgulama nedeniyle kişiye ödül verilecek veya cezalandırılacaktır. Bu tür bir şuura sahip olanlar, yani Allah’ın sorgulayacağı ve yargılayacağı bilincine sahip olan müminler, bu hak ve özgürlük meselesine gereken özeni gösterecek ve bu değerleri işler kılacaktır. Her insan kendi gücüyle bu değerleri işlediğinde, bu doğal olarak tüm topluma ve tüm insanlığa yayılacak ve böylece Allah’ın rızasını alacaktır. Bu nedenle bu değerlerin işleyişine öncelikle bireyden başlanmalıdır. Birey, bu değerlere işlev ve canlılık getirmek için bu kutsal nimetleri ailesine, eşine, arkadaşlarına ve çalışanlarına uygular.