İslam ile bilim çelişir mi? sorusu kişilerin araştırdığı sorulardan birisi olarak yer alır. Birçok kişi İslamiyet’in bilimi destekleyip desteklemediğini merak etmektedir. İslam ile bilim birbirlerinden oldukça farklı konulardır. Aynı konuları ele alan dallar arasında çelişme durumu meydana gelebilmektedir. Farklı konuların birbirleri ile çelişmesi mümkün değildir. Bilim ile din birbirinden tamamen ayrı olan konular oldukları için hiçbir noktada kesişmezler. İnsanlar arasında bilim ile dinin sürekli çeliştiği yönünde görüşler olmaktadır. Fakat bu görüşler yanlıştır çünkü farklı konular birbirleri ile asla çelişemezler.
Bilim dünya içerisindeki gizemleri ve daha fazlasını çözmeye çalışan bir alandır. Ancak din kul ile yaradan arasındaki bağlantıyı ele alan bir alandır. İslam ile bilim hiçbir konuda karşı karşıya gelmezler. Bilim hiçbir zaman “neden” sorusunu yöneltmez. Aksine “nasıl” sorusunu sorar ve bu soruya cevap aramaya çalışır. Ele aldığı konular hiçbir zaman ortak bir noktada buluşmayan alanlar ise hiçbir zaman çelişme ihtimaline sahip değildir. Durum bu şekilde ele alındığı zaman cevabı oldukça kolay olacaktır.
İslam dini direkt olarak bilimi ele alan bir inanç değildir. Fakat İslamiyet’in kutsal kitabı olan Kur’an’da bilime dair bazı bilgiler yer almaktadır. Birçok bilim adamı yüzyıllar önce Kur’an içerisine yazılmış olan bilgilerin, günümüzdeki doğruluğunu kanıtlamıştır. Bebeğin anne karnındaki gelimi 1400 sene evvel inen Kur’an-ı Kerim içerisinde yer almaktadır. Bilime dair yönlendirmeleri bulunmasa bile Kur’an’ın yüzyıllar önce birçok bilgiyi barındırdığı kesindir.
İslam İle Bilim
İnsanlar çeşitli zamanlar içerisinde İslam ile bilim çelişir mi sorusunu, Kur’an’daki bilgilerden dolayı sorma gereği duymuştur. Ancak Kur’an-ı Kerim içerisinde insanlara dünyadaki mucizeler anlatılır.
İslamiyet kulların etrafını gözlemlemesini, bu dünya ile evrenin nasıl oluştuğuna dair düşünmesini tavsiye eder. Ayrıca kulların evrenin sırrını araştırmasını da tavsiye eder. Kulların aklını kullanması ve tüm evrenin nasıl oluştuğuna dair bilgi sahibini olmasını da yazar.
Kutsal kitap içerisinde yaradan sıklıkla aklın kullanılmasını ve düşünülmesini insanlara yazar. Çünkü kullara akıl verilmiş ve akıllarını en doğru şekilde kullanması istenmiştir.
Kişiler aklında yer eden düşünceleri ve soru işaretlerini sadece bilim yolu ile öğrenebilir ve bir olayın nasıl oluştuğunu ancak bilim sayesinde tam olarak öğrenebilir.
Kur’an-ı Kerim içerisinde dünyanın yuvarlak olduğunu ifade eden bazı bilgiler bulunur fakat direkt olarak dünyanın yuvarlak olduğu yazılmamıştır. Bunun asıl nedeni dinin ilgilendiği konunun bu olmaması ve o dönemdeki insanlar için bu konunun büyük bir önem taşımamasıdır. Günümüzde insanlar, dünyanın ve evrenin yapısı ile daha fazla ilgilenmektedir. Zaman içerisinde ilerleyen teknoloji ile birlikte insanlar dünyanın yuvarlak olduğunu keşfetmiş ve ispatlarını ortaya koymuştur. Kur’an-ı Kerim detaylı olarak incelendiği zaman daha birçok bilimsel detayı barındırdığı anlaşılır. Buradan da çıkarılabileceği üzere İslam ile bilim çelişmek yerine birbirlerini desteklemektedirler.
Kutsal kitap içerisinde direkt olarak bilgi aramak doğru değildir. Kitapta yalnızca göndermeler yer alır ve kişilerin bu göndermeleri keşfetmesi gereklidir. Kur’an-ı Kerim içerisindeki göndermeler çözümlendiği zaman bilimi destekler niteliktedir.
Bilim tamamen araştırma isteyen bir daldır ve bilimdeki her detaya Kur’an-ı Kerim’de rastlamak mümkün değildir. Çoğu sayısal verilere ve bilgilere kullar kendileri araştırarak ulaşabilirler. Allah’ın verdiği akıl ile birlikte kullar kendileri için doğru bir araştırma yapabilirler. Sonuç olarak, disiplin olarak tamamen birbirinden bağımsız olan bu iki dalın birbirleri ile çelişmediğini söylemek mümkündür. İslam ile bilim tamamen farklı iki dal olarak insan hayatında yer alır.