Kaderin temel anlamı, İslam inancının şartlarından biridir, Allah’ın olup biten ve olacak her şeyi bilmesidir. Demek ki, sonsuzluktan sonsuza kadar olan ve olacak her şeyin yerini, zamanını, özelliklerini ve niteliğini Yüce Allah bilir ve takdir eder ve onları bir arada tutar. İslam’a göre kaderin varlığını ve gerçekleşmesini ifade etmek için gerekli olan kader kavramı ve diğer şartlar tesadüfidir. Kazaya ve kadere inanın, Allah’ın ilmi çerçevesinde, onun azmi ve yaratması ile gerçekleşebilecek, iyi, kötü, canlı, cansız, yararlı ve yararsız imanın şartlarından biri budur. Allah’tan başka tanrı yoktur, yani Allah’tan başka ilahın var olmadığına inanmaktır. Literatürde kader ve kaza kelimesi, Tanrı’nın yaratıklarıyla ilgili planını ve doğal işlevlerin gerçekleşmesini ifade etmek için kullanılır. Bilim adamları bu iki terimin farklı tanımları olduğunu söyler. Kader, onun yazılması, kaza ise yazılanın gerçekleşmesi demektir.
Her Şeyin Kaderi Olması
Allah teâlâ, özgür iradesiyle nerede ve ne zaman seçeceğini bilir. Kudretli bilgisi zamanla sınırlı değildir, zaman ve kulun seçimine göre yaratır. Bu durumda Allah’ın bilgisi, kulun seçimine dayanır ve Allah’ın sonsuz anlayışı ve bilgisi, kulun hür iradesi ve seçimi üzerinde zorunlu bir etkiye sahip değildir.
Kader Örnekleri
İslam’da kader, sonsuzluğa kadar her şeyin anlamıdır. Bunun nasıl, ne zaman ve nerede olacağını Tanrı bilir. Zaman zaman Allah’ın önceden bildiği ve takdir ettiği her şey, zamanı geldiğinde olur. Bir kişinin evliliği, yaşam süresi ve evrenin yaratılması gibi kadere bir örnek verilebilir. Kazalar için; kavga, hastalık, düzenli ve sürekli güneşin hareket halinde olması örneklerdir.
Kaderi Muallak Nedir?
Allah, önceki hayatında olan her şeyi, olacakları ve olacak her şeyi bilir. Levhi Mahfuza bildiklerini yazdı. Orada yazılan bilgilere kader denir. Kader asla değişmeyecek. Allah, insana küçük bir irade vermiş ve seçimlerinden biriyle yüzleşmesine izin vermiştir. İnsanlar kendi isteklerine göre seçim yaparlar. Tüm seçimleri yaptıktan sonra kendi isteğine göre yola çıktı. Hayat seçimlerle dolu. Allah dilerse, tercihlerine göre insanların işini kolaylaştıracak veya zorlaştıracaktır. Kader, kaderi belirsiz olan kişilerin tercihlerine göre değişir. Ama burada güzel bir detay var. Kişi hangi seçimi yaparsa yapsın Allah onu önceden tanıyacak ve bu tercihe göre karşısına yeni seçimler sunacaktır. Tercihe bağlı olarak rahatlama veya zorluk sağlayabilir. Bu tercihe göre gerçek kişinin gerçek başarısı veya hayal kırıklığı ortaya çıkacaktır. Kader perspektifinden, kişinin kendi iradesiyle yaptığı seçimlerin ve bu tercihlere göre devam eden yaşamının yorumlanmasına kaderi muallak denir. Bu seçime bağlı olan her seçim ve sonuç sorunludur. Kaderin şüphelilerini bu tür örneklerle daha iyi anlayabiliriz. Örneğin, Tanrı bir kişiye iki farklı hayat açsın. Örneğin kişi yakınlarını ziyaret ederse yaşamı seksen yıl, yoksa yetmiş yıl olur. Kişi kendi tercihine göre yakınlarını ziyaret ettiğinde zanlının kaderine göre ömrü uzayacaktır. Hayır, yakınları ziyarete giderse bu sefer hayatını kısaltacaktır. Oysa Allah, o kişinin hangi yöne gideceğini zaten biliyor ve onu kaderine yazıyor. Biz buna değişmeyen kadere mutlak diyoruz. Burada akla bir soru gelebilir. Kimin ne yapacağını Allah bildiğine göre, neden farklı sonuçların olması tercihe bağlıdır. Öyleyse kaderden şüphe duymaya ne gerek var? Bu sorunun cevabı budur. Allah, kullarının doğru seçimleri yapmak için çok çalışmasını ister. Kullarının daha iyi olmaya teşvik etti. Bu, insanları küçük iradelerden kurtarmaz. Onları belirli bir alana salıverir. Mümkün olduğunca müdahale eder.