İslam hukukuna göre kürtaj; Kuran ve bilime göre, hamilelik anından itibaren cenin yaşayan bir varlıktır ve her dakika gelişmektedir. Bu konudaki din bilginleri, jinekologlar, biyologlar, embriyologlar ve diğer uzmanlar hemfikir olmuş haldedirler.
Düşük, gebeliğin herhangi bir aşamasında ceninin annenin rahminden alınması işlemidir.
Kürtaj İşleminin İslam Dinine Göre Hükmü Nedir ve Bir Cezası Var Mı?
Uzman grubun kararıyla kürtaj, annenin hayatını kurtarabilirse kürtaj yapılmasında bir sakınca yoktur. Diğer bir deyişle, hamilelik annenin hayatı için bir tehlike oluşturuyorsa, o zaman İslami açıdan bakıldığında ceninin alınmasından bir zarar gelmez. Ancak uzman karar verdiği sürece bu işlem yapılabilir.
Ayrıca keyfi kararlardan, sırf bebeğin doğmasını engellemek için “çocuğa bakamıyorum” veya “istekli değilim” gerekçesiyle kürtaj yapılmamalıdır. Ya da “Zaten çok çocuğum var, yeni bir çocuk istemiyorum”, demek çok büyük bir günahtır. Sözde cenin artık bir varlık olduğu için, büyüyüp her an insana dönüşen bir yaratıktır. Doğmadığı için onun var olmaması demek değildir ve aynı zamanda ebeveynler üzerinde hakları da vardır.
Bu nedenle, dini inançlar kürtajı yasaklar. Yapmış ve yapacak olanlar, ciddi bir suç işlediklerini bilmeliler.
Tecavüz sonrasında hamilelik durumu meydana gelirse cenin asla alınmamalıdır. Allah her zaman tüm olayları plan ve hesaplara göre yürütür, eyleme izin veriyorsa bir sebebi olmalıdır. Kullar olarak bazen bu nedeni anlıyoruz, ama bazen anlamıyoruz. En azından anne adayları bilmeli ki bu dünya aynı zamanda imtihan ve sabırla dolu bir dünya. Bu tür bir hamilelik ne tür bir yenilik ve ne güzellik, çocuğun isteklerine aykırıdır ve çok kötü davranışları mazeret olarak kullanır. Annesinin iyi bir oğlu, memleketin ve milletin iyi vatandaşı, yönetici, politikacı ve çok başarılı bir atlet olup annesini ve memleketini gururlandıracak mı bilmiyoruz.
Bilimsel Açıdan Kürtaj
Spermin anne karnındaki yumurtayla birleşip daha sonrasında embriyon derecesine ulaşan yumurtayı meydana getirmesinin ardından hayat başlar ve insan çocuğunun ilk aşaması olan Yüce Allah’ın mucizesi ortaya çıkar. Döllenme meydana gelirse ve doğum belirirse, biraz hikmeti olmalıdır. Bir hikmet yoksa döllenme olmaz. Allah, sorunun hep böyle olmasını, bu şekilde görülmesi, doğurganlığa izin verilmesi gerektiğini ummaktadır. Bunun tersi davranış Allah’ın iradesine aykırı görülmeli, cenin anne karnında oluşmaya başladığı andan itibaren canlı olarak görülmeli ve İslam’da hem anne hem de baba hakları vardır. O şimdi bir varlık durumundadır. Allah’a göre, onun hayatının doğması ya da doğumundan önce kürtaj olması acıların ve günahlarının en büyüklerindendir.
İslam Dinine Göre Kürtaj
Cenin olarak adlandırılabilecek haklar birkaç başlık altında sıralanabilir.
Babasından boşanan anne, bebeği olmadıkça evlenemez. Baba anneden boşansa bile, ceninin sağlıklı doğması için annenin ceninin manevi hakkı olarak kabul edilen bir görevi vardır.
Yaklaşan bir cenine miras bırakılabilir. Ebeveynler ceninin doğumundan önce ayrılsa bile miras hakkının doğumdan sonra doğması gerekir ve babaya miras hakkı verilir. Bu, cenini mali haklarından biridir.
Anne babadan ayrılsa bile anne cenin nedeniyle nafaka hakkına sahiptir. Nafaka hakkının tesis edilebilmesi için annenin doğum yapmadan önce evlenmesi gerekir. İslâm dinine göre cezai yaptırımlar uygulanıp misilleme yapılıyorsa ve bu ceza hakaret niteliğinde ise bu cezanın ceninin hayatını tehlikeye atacağı için ertelenmesi gerekir. Anne doğana kadar oruç tutmayabilir ve oturup dua edebilir.
Yazının girişinde de anlattığımız gibi, annenin hayatı tehlikede değilse, cenin hiçbir şekilde alınamaz, kürtaj da yapılamaz. İslam dini inançlarına göre bu hem suçtur.