Süleyman peygamber Davud’un oğluydu. Babasının ölümünden sonra 13 yaşında onun yerine geçti. Daha sonra kendisine bir peygamberlik görevi verildi. Babası gibi o da toplumunu bir hükümdar ve bir peygamber olarak yönetti. İslamiyette Süleyman Peygamber;
Doğu ve Batı’nın bütün hükümdarları Hz. Süleyman’a itaat etti ve değerli hediyeler verdi. Belkıslı Melik, onunla Yemen’le tanıştı. Kızıldeniz’de bir donanma hazırlayıp denize gönderdi. Tetmür ve Balebek illerini ve Aksa camisinin inşa ettirmesi yedi yıl sürdü.
Hz. Süleyman kuşların dilini anladı ve ona mucizeler vererek amaçlarını biliyordu. Kararı halka, rüzgâra ve cinlere geçti.
İslamiyette Süleyman Peygamber
Süleyman Peygamber 40 yıl hüküm sürdü, rivayete göre 53 yaşında öldü.
Ondan sonra İsrailliler iki ülkeye bölündü ve iki devlet kurdu. Bu eyaletlerden biri Yehuda’dır. Bu ülkenin merkezi Kudüs’tür. Bu devlet halk arasında yüksek bir üne sahiptir. Diğer devlet İsrail Devletidir. Devletin başkenti Nablus’tur
Bundan birkaç yıl sonra bu iki devlet yoldan çıktı ve İsrail Asurlular tarafından yok edildi. Yehuda da Buhti Nassar tarafından saldırıya uğradı ve çok zayıfladı. Pek çok Yahudi, Babil ulusunun esiri oldu. Bundan sonraki birkaç yıl içinde Yahudiler uzun yıllar İran, Yunan ve Romalıların yönetiminde yaşadılar, ülke kuramadılar. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu bölgeyi uzun yıllar yönetti ve Yahudiler 1948 yılında kendi ülkelerini kurdular.
Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar Süleyman Peygamber’i peygamber olarak kabul ederler. Hükümdar ve peygamberlik görevlerini üstlendi ve İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden biriydi.
Hz. Süleyman (as) cin, insanlar ve kuşlardan oluşan bir orduya sahipti ve bu ordular birlikte savaştı ve cinler onun emrinde çalıştı. Süleyman’a (a.s) yüksek ve görkemli yapılardan, heykellerden, havuzlar kadar büyük lengerlerden, sabit kazanlardan vb. İstediğini yaptığını da anlattı. Bazıları onun için binalar inşa edip dalgıçlık edenler olduklarını söyledi. Bu konular da bazı farklı şekillerde Ahd-i Atîk’te yer almaktadır. Yine Ahd-i Atîk’te kaydedilen bir başka mesajda da tapınağın yapısı Hz. Davud (as) için değil, oğlu Hz. Süleyman (as) içindir. Bu yüzden, Süleyman’a (as) verildiği için kan akmayacaktır.
Süleyman (as) ve Belkıs
Halkı ve cin ordusunun yardımıyla aldığı yerleri saraydan yönetti. Hz. Süleyman, Sebe’deki Belkıs’a davet mektubu göndererek onu İslam’a davet etti. Hazret-i Süleyman, Belkıs’ın gönderdiği hediyeyi bir kez daha Belkıs’a gönderdi. Öyleyse Belkıs, Hz. Süleyman’ı ziyarete gitti, sarayda tahtla karşılaştığında gerçeği gördü ve Süleyman’a Müslüman olduğunu söyledi. Belkıs’ı etkileyen bir diğer olay ise; Hz. Süleyman sarayına girdiğinde Belkıs, yerin derin su olduğunu düşünerek, bunun kristal bir zemin olduğunu söylemesidir.
Hz. Süleyman’ın (as) İmtihanı
Kuranı kerimdeki başka bir ifadeye göre Hz. Süleyman (as) ‘ın bedeni imtihan için tahta bırakılmış ve cesedi çıkarılmıştır. Bu konuda peygamberin İslami anlayışına uymayan birçok çelişkili anlatı vardır. Efsaneye göre tahta bırakılan ceset, Süleyman’ın çocuğunun cesedidir. Şeytan onu öldürmeyi planladığında Süleyman (as) oğlu doğdu. Süleyman (as), çocuğu ona güven vermek yerine uzaklaştırmak için kullanmış, ardından çocuğun bedeni ceza olarak tahtta bırakılmıştır. Bir başka rivayete göre Süleyman (as), cesur oğlunun Allah yolunda doğması için karısıyla birlikte olacağını ancak “İnşallah” demeyi unuttuğu için engelli bir oğlu olduğunu söyledi, bu yüzden beklentileri gerçekleşmedi.
Bu nedenle, inşallahı söylemeyi unuttuğu için Tanrı’dan af diledi. Cesedi tahta oturtmak temsili bir ifade biçimidir, engelli bir çocuğun doğduğu anlamına gelir. Başka bir açıklamaya göre Süleyman (as), hastalık için sınanmış ve hastalıktan dolayı çok zayıflamış ve tahtta bir ceset gibi görünmüş ya da bir felaket öngörmüş ve bu kaygı ve korku nedeniyle değişmiştir.