Kalsadi, 621 yılında, Lübnan’da bir şehir olan Ba’lebek’te doğmuştur. Tam adı Ali bin Muhammed bin Ahmed bin Abdullah bin Îsâ olup künyesi Ebü’l-Hüseyn olarak bilinir. Lakabı ise Şerefüddîn olarak koyulmuştur. Kalsadi (Ali bin Muhammed), ilim öğrenmek adına gençlik çağlarının başında ilk olarak Behâ Abdurrahmân Makdisî’nin yanında Ba’lebek’de kalmıştır. Burada babası Şeyh Fakîh olmak üzere İbn-i Revâha ve Abdülvâhid bin Medâ Irbilî’den hadis-i şerif dinlemiştir. Ardından ilim öğrenmek amacıyla Şam’a gidip gelmiştir. Şam’da kaldığı süre boyunca Mükrim bin Ebû Sakr ibni Şîrâzî, İbn-i Salâh, İbn-i Zebîdî ve Ca’fer Hemedânî’den hadis-i şerif dinlemiştir. Şam’da kaldığı dört senenin ardından Mısır’a gitmiş ve burada hem hadis-i şerif öğrenmek hem de ilmini artırmak için bir müddet kalmıştır. Mısır’da başta İbn-i Revâha, İbn-i Cümmeyzî ve Sari başta olmak üzere farklı alimlerden de hadis-i şerifler dinleyerek bu alanda kendini geliştirmeye devam etmiştir. Dönemin ve sonraki dönemlerin önemli İslam alimlerinden biri olan Abdülazim Münziri’den ilim öğrenmiş ve icazet almıştır.
Kalsadi’nin Kişiliği
Kalsadi (Ali bin Muhammed), hayatı boyunca herkes tarafından sevilen ve sayılan bir kişi olmuştur. Kalsadi’nin kişiliği güzel ahlakının etkisi ile herkes tarafından saygı görmesinde etkili bir rol oynamıştır. Güler yüzlü bir insan olan Kalsadi, insanların kalbini kırmaktan daima çekinmiş, söyleyeceği şeyleri tatlı dil ile söyleyerek ifade etmiştir. Vakar bir duruşa sahiptir. Fakirlerin ve düşkün olanların daima yanında olan bir yapıya sahiptir. Dönemin ünlü alimlerinden biri olan Berzali, Kalsadi hakkında “Ali bin Muhammed, büyük bir âlim olup, güler yüzlü, güzel görünüşlü, vakar ve sekînet sahibi idi. Birçok faziletlere sahiptir. Hadîs-i şerifleri lafzı ile ezberlerdi. Ma’nâları da bilirdi. Lügat ilminde pek yükselmişti. Güzel konuşurdu. Herkes ona hürmet ve itibar ederdi.” Demiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere Kalsadi herkesin kalbine sevgi ile girmiş ve itibar kazanmıştır. demiştir.
Kalsadi’nin Ölümü
Hadis ilmine hayatını adayan ve bu anlamda hayatının her döneminde öğrenmeyi elden bırakmayan Kalsadi, ömrü boyunca insanların kalbini kırmaktan çekinmiş ve adeta gönüllere taht kurmuş biridir. Kalsadi’nin ölümü başta öğrencileri olmak üzere etrafında bulunan tüm insanları büyük bir üzüntüye boğmuştur. Kalsadi, 701 yılının Ramazan ayında Şam’dan dönüş yapmış ve mübarek cuma gecesinde de vefat etmiştir. 80 yaşında vefat eden Kalsadi, uzun ömründe pek çok insanın hayatına dokunmuş ve hayatının her anında ibadet etmeye önem göstermiştir.