Cemâat-i İslâmî teşkilâtının önderi olarak bilinir. Hicri takvime göre 3 Receb 1321 tarihinde (Miladi takvime göre 25 Eylül 1903) Hindistan’ın Evrengâbâd kasabasında dünyaya geldi. Annesi Türk’tür. Asıl adı büyük dedesinin de adı olan Ebü’l-A‘lâ’dır. Hz. Hüseyin’in soyundan geldiğinden kendisine Seyyid Ebü’l-A‘lâ da denildi. Ailesi Evrengzîb döneminde Orta Asya’dan Hindistan’a yerleşmiştir. Babası Seyyid Ahmed Hasan avukatlık mesleğini yapmaktaydı. Mevdûdî ilk öğrenimini babasından aldı. Bu eğitiminde Arapça, Farsça ve Urduca dili dersi ve fıkıh, hadis ve mantık derslerini gördü. Aslen Heratlıdır. 1914 yılında hem Batılı tarzda hem de İslami eğitim verilen Medresetü’l-fevkāniyye’de sekizinci sınıf öğrencisi olarak kaydedildi. 1915 yılında eğitimine dârülulûmda devam etti. 1918 yılında Delhi‘ye taşındı ve buradaki bazı dergilerde yazılarını yayınladı. Çiştiyye şeyhleri arasından Mevdûd-i Çiştî’ye dayanır.
Mevdûdî Eğitimi
1919 yılında kardeşi ile beraber çıkardığı Tâc isimli haftalık gazetede editörlük yaptı. 1920 sonlarına doğru bu gazetede sömürge yönetimini eleştiren bir yazısını yayınladığından gazete kapatıldı. Aynı yıllarda Hindistan Hilafet Hareketi’ne katıldı. Yazılar yazmaya devam eden Mevdûdî genel olarak Müslüman halkın sorunlarını kaleme aldı. Daha sonraları İngilizlerin Hindistan’ı işgal etmesine karşı çıktı ve Müslüman halkın Afganistan’a göç etmesini söyleyen Hindistan Hicret Hareketi içinde yer aldı. Ülkesinde yaşanan gelişmelerle yakından ilgilenen Mevdûdî eğitimi için dersler görerek kendisini yetiştirmeye devam etti. Ebüzziyâd Niyâzî’den “ders-i nizâmî” adlı uygulamayla birçok ders aldı. Bu eğitiminden sonra Fetihpûrî Medresesi kendisine icazet verdi. İngilizce dilini de öğrendi. Tercümânü’l-Ḳurʾân dergisinde çalıştı. Bu dergide ölümüne kadar önemli fikir yazılarını yayınladı ve halkla paylaştı. 1938’e gelindiğinde Muhammed İkbal kendisini Darülislamı kurmak üzere davet etti ve kuruluşunda görevlendirildi. Ülkedeki siyasi hareketlerle fikir ayrılığına düşünce birçok ünlü fikir adamı ve âlimi davet ederek kendi siyasi hareketini kurmaya karar verdi.
Mevdûdî Hayatı
Düzenlediği toplantıya hatırı sayılır birçok kişi katıldı. Yetmiş beş âlimin ve aydının katılımıyla gerçekleşen toplantı Lahor’da düzenlendi. Böylece 25 Ağustos 1941 tarihinde Cemâat-i İslâmî teşkilâtı kuruldu. 1947’de Pakistan kurulunca teşkilat Hindistan ve Pakistan olmak üzere ikiye ayrılarak faaliyetlerini sürdürmeye devam etti. Mevdûdî hayatı zorluklarla geçen bir alimdir. Pakistan sınırları içindeki Lahor’a yerleşti. Cemâat-i İslâmî-i Pakistan’ın önderliğinde bulundu. Pakistan’daki yasaların İslam hukukuna dayanması ve ülkenin İslami esaslara göre yönetilmesi için birçok kampanya düzenledi. İktidar başta Mevdûdî ve teşkilâtın birçok önemli ismini bu kampanyalarından ötürü 194 senesinde tutukladı. Fakat bu tutuklama halk tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Bunun üzerine 1950 yılında serbest bırakıldı. Kādiyânîlik’i eleştirdiği Ḳādiyânî Mesʾele adlı risâlesi engellendi. Yine 1953’te Kādiyânîlik aleyhine yapılan gösterilerin yapılmasına ve şiddetlenmesine yazılarının sebep olduğu iddiasıyla askeri mahkemece ölüm cezası verildi. Tepkiler üzerine ceza müebbet hapis cezasına çevrildi. Daha sonra üst mahkemece beraatine karar verildi.
Alim Mevdûdî
3 Kasım 1959’da yazımını sürdürdüğü tefsire kaynak bulmak için Kur’an-ı Kerim’de geçen yerlere gezi düzenledi. Bu kapsamda Suudi Arabistan, Suriye, Mısır ve Ürdün’e ziyarette bulundu. Alim Mevdûdî 3 aylık bu gezisinin sonunda Sefernâme-i Arżı’l-Ḳurʾân adlı eserini yazdı. 1964 yılında Eyyûb Han’ın hazırlattığı anayasaya karşı çıkınca tutuklandı. 1965 yılında Hindistan savaşı patlak verince Eyyub Han’ın yanında yer aldı. 1972 yılında sağlığı kötüleşince teşkilatın yönetimini Miyân Tufeyl Muhammed’e bıraktı. 1979 yılında tedavi görmek için Amerika’da doktorluk yapan oğlunun yanına gitti. Birçok ameliyat geçirmesine rağmen sağlığı düzelmedi ve 22 Eylül 1979’da New York’ta vefat etti. Ülkesinde milyonların katılımıyla bir tören düzenlendi. Törenin ardından naaşı Lahor’da bulunan evinin bahçesine gömüldü.