İslam dininin mensupları için kabir ziyareti farz, sünnet veya vacip olmasa da gerçekleştirilmesi uygun kabul edilen bir davranıştır. Peygamber efendimiz zamanında henüz kader inancı yeterli nüfuz bulamadığı için ve İslam öncesi cahiliye devrinden kalan bir takım alışkanlıkların devam ediyor olması Hz. Muhammed’in kabir ziyaretini yasaklamasına sebep olmuş fakat bu durum uzun sürmeyerek ilerleyen zamanlarda isteyen Müslümanların bu ziyareti yapmasının önünde bir engel kalmamıştır. Peygamberimizin kabir ziyareti ile ilgili hadislerinde de mezar ziyaretinin yapılması sayesinde hem ölü yakının anımsanması hem de o kişiden ibret alınması hususları önemsenerek bu durum tüm Müslümanlara tavsiye edilmiştir. Fakat öyle ki Müslümanlığın esaslarına aykırı olacak şekilde kabir ziyaretlerinde dinin anlayışlarına ters düşecek hal ve hareketlerden şiddetle kaçınılmalı, mezarda veya türbede bulunan ölmüş kişilere insan üstü bir anlam yüklenilmemeli ve herhangi bir yardım isteğinde bulunulmamalıdır.
İslam’da cenaze gömmenin adapları dinimizde açık şekilde belirtilmiştir. Allah’ın rahmetine kavuşmuş kişi önce yıkanıp daha sonra cenaze namazı kılındıktan sonra defin safhasına geçilir. Fıkıh biliminin ileri gelenlerince cenaze tabutu önce sağ omuzla arkalı önlü daha sonra da sol omuzla yine arkalı önlü şekilde taşınmalıdır. Cenaze tabutunun taşınması merasimine eşlik etmek dinimizce sünnettir. Tabut kazılan kabre ilk olarak yakın akrabaları tarafınca başı kıbleye gelecek pozisyonda yerleştirilir. Daha sonra tabutun üstü malzemelerle kapatıldıktan sonra üzerine toprak atılarak gömme işlemi sonlanır.
Cenaze İle İlgili Bazı Bidatlar
İnsan olmanın gereği olarak cenaze merasimleri günlük hayatta çok sık rastladığımız ve bulunduğumuz bir ortamdır. Fakat yeterli bilgiye vakıf olmamak ve eski alışkanlık, kültür gibi haller hasebiyle bazı hurafeler bu dini görevin aslını bozmaktadır. Öyle ki kabir ziyareti nedir diyerek araştırma yaptığımızda cenazeye çiçek göndermek, konuşma yapmak, yürüyüş düzenlenmek ve bunun gibi hallerin cenazenin amacı ve hizmetine yönelik olmadığını görmekteyiz. Allah’ın rahmetine kavuşmuş kişiyi son yolculuğa uğurlarken amacımız ahireti düşünmek ve ibret almak olmalıdır.
Ölüler, Kendilerini Ziyaret Edenlerden Haberdar Olurlar Mı?
Hz. Peygamber (sav) herhangi bir mezarın, kabrin önünden geçtiğimiz zamanlarda selam vermemizi önemle vurgulamıştır. Bu da sık sık müminler tarafından merak edilen Cuma günü kabir ziyaretinde ölüler bizi görür mü sorusuna cevap niteliğinde olmuştur. Çünkü peygamber efendimizin selam isteği ölü insanların bizleri duyduğu gördüğü anlamına gelmektedir. İleri gelen alimler ölülerin özellikle Cuma günlerinde kendilerini ziyaret eden yakınlarından memnuniyet duyduğunu belirtir. Ziyarette bulunan kişiler mezarın başında Kur’an okur ve dua eder. Öyle ki kabir başında ayet okumak sünnet olduğu gibi rahmetli olmuş kişi için de sevap teşkil eder.
Kabir Ziyaretine Ne Zaman Gidilmeli?
Ölmüş yakınının mezarını ziyaret edecek kişinin aklında bir gün kendisinin de vefat edeceğini, asıl gerçek olanın ahiret olduğunu bilmeli ve bu yüzden de ibret ve ders çıkarması çok gereklidir. Her gün mezara gidilir mi sorusu Müslümanların en çok merak ettiği hususlardan biri olup sıkça karşı karşıya gelinmektedir. Peygamber efendimiz özellikle Cuma ya da cumartesi günleri ziyaretlerde bulunmuş ve özellikle arife ve bayram günlerinde ölmüş yakınlarımızı kabri başında görmeye gitmek dinimizce iyi davranış olarak kabul edilmiştir. Hz. Muhammed (sav) da bu günlerde mezar ziyaretlerinde bulunmaya riayet etmiştir. Ziyarette bulunduğumuz ölü yakınımız için önce selam vermek sonra Kur’an okumak ve dua etmek dinimizce ölü için faydalı kabul edilmiş yapılması önerilmiştir.