Yazdığı eserlerde kendi hayatı ile ilgili çok kısa bilgilere yer verilen Molla Efendi’nin babası dönemin ünlü âlimlerinden Abdullah Eyyûbî’dir. Kıraat ilminde kendini yetiştirdiği için kendisine Molla Efendi denilmiştir. Asıl adı Muhammed Bin İstanbulî’dir. İlk eğitimini babasından alan Molla Efendi özellikle tecvit ilmini O’ndan öğrenmiştir. 1812 yılında babasının imamlık yaptığı Eyüp camiinde Onun yerine geçerek imamlık vazifesini devralmıştır. Burada imamlık vazifesini yaparken aynı zamanda Ayazma Camii’nde vaizlik de yapmıştır. Tarih kaynaklarından Molla Efendi’nin bir süre de Meclis-i Maârif başkanlığı görevinde bulunduğu da anlaşılmaktadır. Söz konusu şahsın Arapça yazılan bir eseri hat ilmini kullanarak Türkçeye çevirmesinden kendisinin bu sanatla uğraştığı da anlaşılmaktadır.
Molla Efendi’nin Nakşibendi Tarikatı İle Münasebeti
Çeşitli kaynaklarda Molla Efendi’nin Nakşibendi tarikatına mensup olduğu belirtilir fakat hangi şeyhten icazet aldığına dair net bir bilgi yoktur. Kendi eserlerinde babasından her ne kadar şeyhim, hocam şeklinde bahsediyor olsa da bu hitap şeklinin aynı zamanda da tarikat hocası olduğu anlamına gelmez. Bu kapsamda babasının şeyh olduğu yönünde herhangi bir bilgi yoktur. Molla Efendi’nin kabri babası ile birlikte Eyüp Sultan’ın kabrinin haziresindedir. Yazdıkları eserlerden günümüze kadar ulaşanları vardır. Eserlerde daha çok tefsir ilmi ile ilgili bilgiler mevcuttur. Fıkıh ve hadis üzerinde de çeşitli konularda görüş bildiren Molla Efendi yetiştirdiği talebelerde mükemmeliyete önem veren bir şahsiyet idi.
Molla Efendi’nin Talebeleri
Dönemin önde gelen âlimlerinden ders alarak yetişen Molla Efendi’nin talebeleri de kendisi gibi yüksek seciyeli kişiler idi. Hayatı boyunca takvalı yaşamayı bir hayat felsefesi haline getiren Molla Efendi alçak gönüllü, yardımsever, öğrenme ve öğretme ideolojisini hayatı boyunca sürdüren örnek bir şahsiyet idi. Devlet büyüklerinden ve halktan hak ettiği hürmet ve saygıyı görmüş, bu kapsamda istifade edilmiş mübarek bir zattır. İnsanların kalbini kazanmaya çalışır, onlara tesir edecek cümleler kurardı. Vaizlik vazifesi sırasında vermiş olduğu vaazlardan etkilenmemek mümkün değildi. Bu kapsamda insanlar Onun sohbetinden etkilenir, akın akın Onu ziyarete gelirler, sohbetine nail olmak isterlerdi.