Müberrid, bir rivayete göre 210 yılının Zilhicce ayı içerisinde Basra üzerinde dünyaya gelmiştir. Yemen üzerinden kuzey tarafa göç etmiş olan Ezd kabilesinin Sümâle koluna mensup olan bir zâttı. Onun babası ise Basra üzerinde tapu işlerinde vazifeli bir memurdu. Kendisine “Müberrid” şeklinde bir lakap kullanılmıştı. Bu lakabın ise hocası olan Ebû Osman el-Mâzinî’nin suallerine kalbe ferahlık veren çok isabetli yanıtlar vermesi nedeniyle Mâzinî’nin ona “Sen müberridsin” demesinden ortaya çıktığı söylenmektedir. Bu kelimenin temel mânâsı ise “soğutulmuş” biçimindedir.
Ancak bu kelimenin, onu çekemeyen kişiler ve birtakım Kûfe mektebine mensup zâtlar tarafından alay amaçlı olan “Müberred” biçimine dönüştürüldüğü bilinmektedir. Bu konuda farklı rivayetler de bulunur. Ancak onun, kendisine bu şekilde “Müberred” denmesinden çok rahatsızlık duyduğu da bilinen bilgiler arasındadır.
Müberrid İlk Tahsili
Müberrid’in ilk tahsili hakkında Basra üzerinde başladığını söyleyebiliriz. İlk tahsilini burada alan Müberrid, henüz 15’indeyken Ebû Ömer el-Cermî isimli zâttan Kitâbü Sîbeveyhi’yi okuduğu bilinmektedir. Ancak bu kitabı, hocasının vefatının ardından Mâzinî’den tamamlamıştır. Bu arada Kitâbü Sîbeveyhi’nin birtakım eleştirilerine dair olan “Mesâ’ilü’l-galat” adındaki eserini kaleme almıştır. Ayrıca Mâzinî’den dersler gördüğü esnada Ebû Hâtim es-Sicistânî’nin verdiği derslere de katılımına devam etmekdeydi.
Ayrıca o, farklı isimlerden de ilmî anlamda istifade etti. Bu anlamda İbn Âişe’den ensâb, ahbâr ve hadîs alanlarında, Muhammed bin Ubeydullah el-Utbî’den tarih ile şiir alanlarında istifade etti. Câhiz ile olan alakasını ise ölümüne dek sürdürdü. Ondan hikemiyat, şiir, tarihî şahsiyetlere bedevîlere ilişkin ahbâr rivayetinde bulundu. Ayrıca Ebü’l Fazl er-Riyâşî’den ise Asmaî’den yapmış olduğu tarih, şiir ve dille alakalı rivayetlerini toplamıştır. Güçlü hafızası, üstün zekâsı, muhakeme ve anlayış gücü sayesinde çok küçük yaşlardayken nahiv ile lügat alanlarındaki geniş bilgisini çevresine kabul ettirmeyi başarmıştır. Namı ise kısa süre içerisinde Basra dışına kadar yayılmıştır.
Müberrid Sâmarrâ Üzerindeki İlmî Hayatı
Müberrid’in Sâmarrâ üzerindeki ilmî hayatı, Vâsik-Billâh devrine denk gelir. Çünkü bu devir içerisinde o, Sâmarrâ üzerine davet edilmiştir. Oradayken bir taraftan Vezir Fâzıl bin Mervân’ın tüm muhasebe işlerini yaparken bir taraftan da şu isimlerden nahiv, şiir, edebiyat, sarf, lügat ve ahbâr alanlarında yararlanmıştır: Abdullah bin Muhammed et-Tevvezî, şair Cerîr’in bir torunu olan Umâre bin Akîl, Muhammed bin Hişâm es-Sa’dî, İbrâhim bin Süfyân ez-Ziyâdî, Abdüssamed bin Muazzel…
244 ile 246 senelerinde ise Mütevekkil-Alellah Ca’fer bin Muhammed ile onun veziri olan Hâkan el-Fârisî’den almış olduğu davet sonrasında yeniden Sâmarrâ üzerine gitmiştir. Ardından da saray içerisinde düzenlenen bazı edebî ve ilmî münazaralarda bulunmuştur. Burada göstermiş olduğu üstün başarısı nedeniyle zengin hediyeler verilmiştir. Ayrıca Buhtürî, Di’bil ve İshak es-Saymerî gibi bazı şair zâtlarla tanışması da yine bu esnada olmuştur.
Müberrid’in Yetiştirdiği Talebeler
Müberrid’in yetiştirdiği talebeler arasında ilk akla gelen isimlerden bir tanesi Zeccâc’dır. Çünkü o, daha önceleri Sa’leb’in derslerine katılmaktadır. Ancak sorduğu bazı sorulara istediği yanıtları alamayınca ve Sa’leb’in meclislerin dağıtılması konusundaki davranışından memnun olmayınca onun derslerini bırakmıştır. Sonrasında Müberrid’in vermiş olduğu ilmî alandaki derslere devam etmiştir. Ayrıca Sa’leb’in başka öğrencilerinden de pek çok sayıda kişi, Müberrid’in verdiği derslere katılmıştır.
Bu sırada Müberrid, özellikle “Kitâbü Sîbeveyhi”yi okutmak ve müşkillerini çözmek konusunda tek otorite şekline gelmiştir. Türlü ilim dallarında pek çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Müberrid’in yetiştirdiği talebeler içerisinden sadece bazıları şu şekilde sıralanabilir: Veşşâ, İbnü’l-Mu’tez, İbn Keysân, Ahfeş el-Asgar, İbn Şukayr, Niftaveyh, İsmâil bin Muhammed es-Saffâr, damaı olan Muhammed bin Ca’fer es-Saydalânî, Sa’leb’in damadı olan Ebû Ali Ahmed bin Ca’fer ed-Dîneverî, İbn Vellâd, Zeccâc, İbnü’s-Serrâc, İbnü’l-Hayyât, Ebû Bekir es-Sûlî, İbn Dürüsteveyh…
Müberrid’e Duyulan Hürmet
Müberrid’e duyulan hürmet, önemli isimlerin tavırlarıyla da gözlemlenmiştir. Müberrid, Bağdat üzerinde vezir ve emîrlerden, özellikle de Bağdat valisi olan Muhammed bin Abdullah bin Tâhir ve onun kardeşi olan Ubeydullah’tan çok saygı görmüştür. Ayrıca bu zâtların ihsanlarına da nâil olmuştur. Haricinde Sa’leb ile yapmış olduğu tartışmalar sırasında güzel konuşuyor olduğu, hazırcevap ve nüktedan tavrı ve şairane edasıyla lehine olan bir atmosfer oluşturabildiği anlatılmaktadır.
Vali, yapılan meclislerin sonrasında Sa’leb’i kendi oğluna ve Müberrid’i ise kendi için hoca olarak tayin etmiştir. Aralarında olan tartışmalara karşın bu iki âlim zat arasında bir husumet de bulunmamıştır. Müberrid, bu noktada Kûfeliler’in en âlim kişisinin Sa’leb olduğunu dile getirmiş ve ona iltifatlar etmiştir. Hatta o vefat ettikten sonra Sa’leb onun adına bir mersiye kaleme almıştır.
Müberrid’in Eserleri
Müberrid’in eserleri ile ilgili olarak çoğunun edebiyat ve dil üzerine olduğunu söyleyerek söze başlayabiliriz. Pek çoğu edebiyat ve dil üzerine olan bu altmış kadar risâle ve kitaptan çok az bir kısmı, günümüze dek intikal edebilmiştir. Onun kaleme aldığı en meşhur eseri ise “el-Kâmil fi’l-edeb” isimli eseridir. Klasik Arap edebiyatının temel dört eserini teşkil etmekte olan bir eserdir.
İslâm dünyasında gelişen şehir yaşantısının bir tezahürü olarak insan ilişkilerinde zerafet biçimindeki edep terakkisinin en iyi ifadesi, Câhiz’in eserlerinde görülür. Bununla beraber onun talebeleri arasında olan Müberrid ile İbn Kuteybe’nin eserlerinde de Arap dilinin tüm detaylarına vakıf olma şeklindeki edep terakkisinin yansıması gözlemlenir. Bu eser, onun bir talebesi olan Ahfeş el-Asgar’ın ilave, şerh ve düzenlemeleri ile bugüne dek ulaşmıştır.
Müberrid’in eserleri arasında yer alan bu eser içerisinde 59 bölüm vardır ve içeriği şunları kapsar: Âyetler, hutbe, hadîsler, mev’iza, kıssa, mesel, hikemiyat… Ayrıca bunlardan oluşan bu eser, kadim şiirlerden seçmeler içermesi, gramer, lügat ve tarihi bilgi taşıması gibi açılardan önemli değerlendirme ve açıklamalar içerir.