Muhammed Bin Ahmed el-Hirevî (Ebû Âsım el-Abbâdî), Herât üzerinde yetişmiş olan Şafiî mezhebine mensup âlimlerden bir tanesiydi. Bilinen tam adı ise şu kaynaklarda Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Abdullah İbni Abbâd el-Hirevî olarak gösterilmiştir. Onun bilinen künyesi ise “Ebû Âsım” şeklindeydi. Ancak o daha çok da kendisine takılmış olan “Abbâdî” şeklindeki lakabı ile ün yapmıştı.
Yine hakkındaki bilgilere bakara Ebû Âsım el-Abbâdî, 375 yılı itibariyle Herât şehri üzerinde dünyaya gelmiştir, diyebiliriz. Muhammed b. Ahmed el-Hirevî, hem fıkıh ilmi hem de hadîs ilmi üzerine yetişmiş olan büyük bir âlimdi. Ayrıca Şafiî mezhebine mensup olan âlim zâtlar içerisinde en önde gelenlerden bir tanesi olmuştu. Hakkında bahsedilen kaynaklara göre Abbâdî’nin 485 yılı itibariyle Şevval ayı içerisinde vefât etmiş olduğunu söyleyebiliriz. Bu tarih ise tam olarak 1066 yılına tekabül eder.
Ebû Âsım El-Abbâdî’nin İlmî Kişiliği
Ebû Âsım El-Abbâdî’nin ilmî kişiliği ile ilgili öncelikle Şafiî mezhebine bağlı olan âlim kişiler arasında önde gelen önemli bir isim olduğunu yinelemek gerekiyor. Ayrıca Abbâdî, mezhebi içerisindeki meseleleri de ezberlemişti. El-Abbâdî, ilimler üzerine tetkik etme noktasında umman gibiydi. Kitaplar içerisindeki ibârelerin gizliliğini ve geçen sözlerin karşılığı çok iyi bilmekteydi. Bu konuda oldukça gözde zâtlardan biriydi. Haliyle aynı zamanda çok da keskin bir zekâsı vardı. Bu bilgi ve birikimi ile çok değerli eserler kaleme aldı.
El-Abbâdî’nin İlmî Hayatı
El-Abbâdî’nin ilmî hayatı, pek çok âlim kimseden hadîs ilmini tahsil etmesi ile sürmüştür. Bu anlamda pek çok âlimden hadisler dinlemiş ve ezberlemiştir. Bu isimlerden bir tanesi de şudur: Ebû Bekr Ahmed b. Muhammed b. İbrâhim b. Sehl el-Karrâb. El-Abbâdî’nin büyüklüğü ise fıkıh ilmine olan meşguliyetinin ardından ortaya çıkmıştır. Bu fıkıh ilmini, tam dört tane ayrı büyük âlim zâttan almıştır. Bu dört büyük âlimin isimleri ise şu şekilde sıralanabilir: Nişâbûr’dayken Üstâd Ebû Tâhir ez-Ziyâdî, Ebû Ömer el-Bistâmî ve Ebû İshâk- İsferâîni; Herat’tayken ise Kâdı Ebû Mensûr Muhammed b. Muhammed el-Ezdî.
El-Abbâdî Hakkındaki Görüşler
El-Abbâdî hakkındaki görüşler, onun ilmî yönü ve kişiliği üzerinedir. Bu noktada onun hakkında görüş beyan edenlerden bir tanesi de Kâdı Ebû Sa’d-ı Hirevî isimli zâttır. Ona göre Abbâdî fıkıh ilmi üzerine çok ince bilgilere sahip olduğu için ve bu ilim üzerine söylediği her sözün senet olmasından dolayı devrinin âlimleri içerisinde en yüksek mertebeye ulaşandı.
Yine hakkında Ebû Sa’d’ın anlattıklarına göre onda kimsede olmayan bazı âdetler vardı. Bunlardan bir tanesi de her söze bir açıklama yapabilmesiydi. Onun görüşüne göre Abbâdî’nin hocası olan Ebû İshâk, bu özelliğini aynı şekilde talebesi Abbâdî’ye de sirayet ettirmişti.
El-Abbâdî’nin Bazı Eserleri
El-Abbâdî’nin bilinen ve takip edilen bazı eserleri, diğer eserlerine göre daha çok yankı uyandırmıştı. Bu nedenle kaynaklar içerisinde bazı eserlerinden daha çok bahsedilmektedir. Bu eser ve yapıtlardan bazıları şunlardır: El-Erâf, Tabakât-ül-fukahâ-iş-Şâfiiyye El-Hâdî, Ahkâm-ül-miyâh, Er-Reddü alâ Sem’ânî, ilâ mezheb-il-ulema, El-Mebsût ,Edeb-ül-kazâ, … Bu eserler içerisinde yer alan El-Erâf isimli kitap, hem kadılığın hem de hükümetin sırlarının uygulanabilmesindeki kuralları beyan eden bir kitaptır.
El-Abbâdî’nin ayrıca “Tabakât-ül-fukahâ-iş-Şâfiiyye” isimli eserinden de bahsedecek olursak bu bir mukaddimedir. O, bu eseri içerisinde öncelikle yazmaya karar verdiği isimlerin İmâ’m- Şafiî’nin ashabından, mezhebinden, döneminin yardımcılarından ve rivayette bulunduğu İslami fıkıh bilginlerinden olduğunu söyler. Bu nedenle ilk olarak İmâm-ı Şafiî’nin nesebini kaleme almaya başladığını dile getirir. Ayrıca bu eser içerisinde âlim, yüzelli dolaylarında Şafiî mezhebine mensup âlim isim üzerine bilgiler vermiştir.