İslam âlimlerinden biri olarak karşımıza çıkan Muhammed bin Hüseyn Ruzraveri, edip ve tarihçi olarak bilinmekle birlikte Abbasi veziri olarak da tanınmıştır. 1045 veya 1046 (437) senesinde dünyaya gözlerini açmıştır. Doğum tarihi ile ilgili net bir bilgi kaynaklarda yer almamaktadır. Küçüklüğünden itibaren ilim konularına merak sarmış ve ileriki dönemlerde bunu ilerletmiştir. Bağdat da olduğu dönemlerde o dönemin bilgin ve önde gelen âlimlerinden fıkıh ilmi, hadis ilmi, Arap dil ilimi üzerine dersler görmüş ve öğrenmiştir. Bu ilimleri o dönemin önemli âlimlerinden öğrendikten sonra eğitimi de tamamlamıştır. Babası o dönemde vezirlik görevindeyken bir süre sonra vefat edince yerine kendisi getirilmiştir.
Muhammed Bin Hüseyn Ruzraveri ve Hayatı
Muhammed bin Hüseyn Ruzraveri’nin hayatı konusuna göz attığımızda babasından sonra vezir olduğunu görmekteyiz. Kısa bir süre bu görevinde kalmış ve sonrasında görevinden alınmıştır. Amidüddevle İbni Cehir in azledilmesinden sonra kendisi ayrıldığı vezirlik görevine tekrar getirilmiştir. Kaynaklara baktığımızda lakabının Zahiruddin olduğunu görmekteyiz. Bu görevini uzun yıllar sürdükten sonra tekrardan ayrılmış ve sonrasında hacca gitmiştir. Fakat hacca giderken katılmış olduğu kafileye bedevi saldırısı olunca kendini bu saldırıdan kurtarmış ve hac sonrasında da Medine’ye dönmüştür. Kiminle evlenmiş olduğu yazmamakla birlikte kaynaklarda oğlundan bahsedildiği için evlenmiş ve bir oğlu olmuş olduğunu anlayabiliyoruz.
Muhammed Bin Hüseyn Ruzraveri ve Eserleri
Kaynaklara baktığımızda çevresi tarafından çok sevilen ve son derece yardımsever biri olduğu belirtilmiştir. Aynı zamanda iyilik yapmayı seven adaletli ve iyi bir yönetici olarak anıldığı belirtilmiştir. Şair ve edip olmasının yanı sıra hat sanatı ile de ilgilenmiş olduğu kaynaklarda yazılıdır. Muhammed bin Hüseyn Ruzraveri’nin eserleri konusuna geldiğimizde ise bazı eserlerinin İngilizce dilinde olduğunu ve bu sebepten dolayı da o eserlerin günümüze kadar gelmemiş olduğunu görüyoruz. Kaynaklarda bu şekilde açık olarak belirtilmiştir. Kendisinin en meşhur ve en bilinen eseri ise Zeylü Tecaribil ümem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu eserinde ise hükümdarlardan bahsetmiş ve o dönemler yaşanan olayları kaleme almıştır. 1095 senesinin Haziran ayında (488) Medine’de hayata gözlerini yummuştur.