Dünya genelinde yaşamı boyunca kendini dine adamış pek çok alim bulunur. Bu alimlerden biri de Muhammed Hani’dir. Evliyanın büyüklerinden olarak adlandırılan Muhammed Hani, asıl adıyla Muhammed bin Abdullah bin Mustafa Hâni olarak da bilinir. Hama ve Haleb’in ortasında yer alan Han-ı Şeyhun kentinde 1279 yılında dünyaya geldi. 1862 yılında ise Dımeşk kentinde vefat etti. Defin süreci ise Hocası olan Mevlana’nın türbesinde gerçekleştirildi. Peki, döneminin en bilinen din alimlerinden biri olan Muhammed Hani, alimlik sürecinde kimlerden ders almış ve nasıl bir dönem geçirmiş, birlikte bakalım.
Muhammed Hani Dini Yaşamı
Muhammed Hani dini yaşamı konusuna değinecek olursak, tasavvuf yoluna girmesi Mevlana Halid-i Bağdadi sayesinde oldu. Kendisi Mevlana’nın önde gelen öğrencilerinden biri olarak bilinir. Kendini bu süreçte fazlasıyla geliştirmeyi başaran Muhammed Hani, çevresindeki kimseler açısından da fazlasıyla sevilen ve saygı duyulan bir alim oldu. Sadece düşünceleri değil, hareket ve davranışlarıyla da insanlara örnek olan Hani’nin bir de şöyle bir anısı bulunur; Bağdat’ın valisi olan Mehmed Reşit Paşa, döneminde Şam’a 5. Ordu komutasında tayin edilir. Kendisi Fransız kültürü ve terbiyesi ile yetişmiş biridir. Ancak islamiyete ve islami düşünceye karşı bir ön yargısı vardır. Bir gün Şam’da askerlerinin et ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla kurban pazarına yol alır. Pazarın yakınlarında ise Muhammed Hani’nin mescidi bulunur. Pazarda dolanırken elleri kirlenen Mehmed Reşit Paşa, ellerini yıkamak için mescidin abdest alma yerine gider. Orada kendisini abdest alan Muhammed Hani karşılar. Muhammed Hani’nin üzerinde bulunan ve herkes tarafından rahatlıkla hissedilebilen olgunluk ve vakar tavırları Mehmet Reşit Paşayı oldukça etkiler. Kendisini tutamaz ve ön yargılı olduğu islam dinine rağmen Muhammed Hani’nin elinden öper. Hani, elini uzattıktan sonra abdestini almaya devam eder. Ellerini yıkadıktan sonra mescitten ayrılan Mehmed Reşit Paşa yolda Müşir Mehmed Namık Paşa ile karşılaşır. Olanları karşılaştığı zata anlatır ve aslında elini öptüğü kişinin büyük evliyalardan biri olduğunu öğrenir. Öğrendikleri karşısında Mehmed Reşit paşa aslında islamiyetin ve Müslümanlığın kafasında kurduğundan çok daha farklı olduğunu anlar ve ön yargıları tamamen silinir. Bu olaydan sonra Reşit paşa Şam’da görev aldığı süreler zarfınca sürekli olarak evliyayı ziyarete gitmiş ve ondan hidayete erebileceği çeşitli şeyler öğrenmiştir. Bu da aslında Muhammed Hani’nin ne kadar güzel bir gönlünün olduğunu ve dini, alimliği çevresinde çok güzel yaşattığını bizlerin gözüne serer niteliktedir.
Muhammed Hani’nin Dini Gücü
Muhammed Hani’nin Dini gücü olarak da nitelendirebileceğimiz bazı hikayeleri bulunur. Bunları sizlere yazımızın devamında derledik. Muhammed Hani’nin torunu olan Şeyh Abdülmecid bu konu hakkında şahit olduğu bir anı paylaşıyor; Amcasının böbreklerinde taş olduğunu ve bu durumda fazlasıyla şikayetçi olduğunu söyleyen Şeyh Abdülmecid, Muhammed Hani’ye durumu iletir. Hani ise kendisine bir not vererek bu notu taşın üstüne koyup üzerine su dökmesi gerektiğini belirtir. Daha sonrasında ise amcasının bunu içmesini söyler. Bu işlemi uyguladıktan sonra Şeyh Abdülmecid’in amcası kısa sürede idrar yolundan taşlarını dışarı atar. Böylelikle Muhammed Hani sayesinde bu rahatsızlığından kurtulur. Yukarıda sizlere anlatmış olduğumu olay Muhammed Hani’nin Allah’tan yardım alarak çevresindekilere sunduğu yardımlardan biridir. Ayrıca yaşantısı boyunca da dini konuda bazı eserler kaleme almıştır. Bunlardan bazıları aşağıda maddeler halinde sizlere belirtildi.
- El-Behcet-üs-seniyye fî âdâb-it-tarîkat-in-Nakşibendiyye
- Es-Se’âdet-ül-ebediyye fîmâ câe bihin-Nakşibendiyye
Yukarıda sizlere belirttiğimiz eserlerin ikisi de matbu olarak belirtilir.