Her şeye gücü yetenin dini olan İslam, iyiliği ima eden ve ona rehberlik eden bir yaşam düzeni sağlar. Hayır yapmak İslam’ın emirlerinden biridir. İyilikler, iyi sözler ve ameller, hepsi iyilik kapsamındadır. Yüce Allah, indirdiği yüce kitap kuranda hayır işlerinin yapılmasını müslüman kullarına emretmiş, hatta müminlere “iyilik yap” diyerek birçok güzel amel yaptırmıştır. Hayır yapmak, bu anlamda müminlerin sorumluluğundadır. İhtiyaç duyanlar için hiçbir maddi yardım olmayabilir ve fiziksel yardım hayır amaçlı bir eylemdir. İnsanlar için iyi olmak ve kötü davranışlardan kaçınmak iyidir. Kısacası topluma veya özel hayata her türlü iyilik, iyilik kapsamındadır ve Cenab-ı Hak bu iyilikleri hayır olarak kabul eder. Hayırseverlik sadece maddi bir eylem olmadığından, toplumun her üyesi hayırsever faaliyetlerde bulunmalı ve iyiliklerden ödül almalıdır.
Hayır Yapmak İçin Ne Yapılır?
İyi durumda olan insanlar, hayır işleri veya diğer mali yardımlar yoluyla hayır işleri yapabilir. Ancak bu imkana sahip olmayan kişiler, maddi menfaat sağlayamadıkları için bu faydadan yararlanamazlar. Ancak bedeni yardım edebilir, yiyecek sağlayabilir veya güzel bir söz söyleyebilir ve bu ve benzeri pek çok amel Allah tarafından hayırlı sayılır.
Yukarıdan anlaşılacağı gibi, İslam sadece toplumun bir kısmına iyi davranışlar yaymakla kalmaz, aynı zamanda toplumun çoğunluğuna da iyi davranışlar yayar.
Amaç, toplumda evrensel bir nezaket koşulu yaratmak ve bunu yukarıdan aşağıya yaymaktır. Kuran-ı Kerim’de ve Peygamberimizin sünnetinde herkesin kendi yolunda iyilik yapabileceği defalarca belirtilmiştir.
Dinimiz çok güzel bir din ve hatta bazen gülümsemenin iyi bir şey olduğu bile söyleniyor. Dolayısıyla en basit davranışa atfedilen hayırseverliğin toplumun her üyesine uygulanma fırsatı vardır.
Toplumumuz her zaman yardım kavramından maddi yardım alır. Bununla birlikte, çoğu toplum iyiye gidecek mali duruma sahip değil. Bu nedenle, hayırseverlik davranışını en basit davranışa indirgeyin ve herkesin nazik ödülden yararlanmasını sağlayın. Allah, kullarını böyle sever ve onları ebedi hayırlara hazırlar.
Hayır denildiği zaman akla ilk gelen şey hayır işidir. Bununla birlikte, hayır işleri, ortak yükümlülükler içeren bir kavramdır ve çoğu inanan, hayırseverliğin bu ortak eylemleri kapsadığını bilmiyor.
Nasıl Olur?
Baba ya da anne, aile hayatını sürdürürken aslında bu davranışıyla hayır yükümlülüklerini yerine getirir, velayetini sağlayarak eşine ve çocuklarına sadaka sağlar. İnananlar için hayırda küçük şeyler veya büyük şeyler yoktur. Çünkü dinimiz amelleri küçük büyük diye ayırmaz. Bu nedenle her mümin, yeteneğine göre iyilik yapmalıdır. Çünkü Allah’ın gözünde her iyilik mükafatlandırılacaktır.
Maddi imkânı olan kimse cami, okul, kütüphane yaparak bir iyilik yapar, bir başkası da yetimler için bir çift ayakkabı alarak iyilik yapar, Allah’a göre bu daha kıymetli olabilir. Ayakkabı alacak parası olmayan bir yetimin kafasını okşayıp güzel bir söz söylese bile sadaka verecektir.
Hayır İşlemek İsteyen Ne Yapmalı?
Dinimiz o kadar güzel bir din ki bize bu dini veren Allah, kullarını o kadar çok seviyor ki, müminlerin istediği veya yapamayacağı iyi işler bile onun iyiliklerinde yazılıdır.
Bu nedenle Yüce Allah, müminlerin iyilik için rekabet etmesini ister. Bir toplum ne kadar iyi, iyi veya kötü, maddi veya manevi şeyler başarırsa, toplumdaki sosyal sorunlar o kadar az olur ve iş birliği, dayanışma ve dayanışma bilinci o kadar artar. Maddi gücü, bilgi seviyesi, yeteneği ve mesleği ne olursa olsun, eğer Tanrı’ya imanı ve inancı varsa, iyiliğe dönmeli ve daima kalbini açmalıdır.