Süleyman Çelebi’nin doğum tarihi hakkında bir kaynak bulunmamasıyla birlikte, Bursa’da doğduğu, dönemin Osmanlı sultanı I. Murad’ın veziri olan Ahmet Paşa’nın oğlu olduğu ve 1422 senesinde vefat ettiği bilinmektedir. Kesin olmamakla birlikte, H. 825 (M.1422) yılında vefat ettiği tarihten yola çıkarak h. 752 (1351) yılında doğduğu kanısına varılabilir. Meşhur Hz. Peygamber (s.a.v) sevgisini Türkçe anlatan Mevlit kasidesinin yazarı ve divan şairidir. Türbesi Bursa’nın merkezi konumlarından birisinde yer alan Çekirge ilçesinde yer almaktadır.
Mevlit Kasidesini Yazdı
Süleyman Çelebi, küçük yaşlardan itibaren iyi bir eğitim almıştır. Kesin bir kaynak olmasa da dönemin büyük evliyalarından olan Emir Sultan’dan eğitim aldığı ve kendisinin öğrencisi olduğu ve Ulu Cami’nin ilk imamlarından birisi olduğu düşünülmektedir. Mevlit kasidesini, İranlı bir imamın vaazında, Bakara suresinin ayet-i kerimesinden yola çıkarak tüm peygamberlerin eşit olduğunu tefsir etmesi üzerine, Hz. Muhammed (s.a.v)’in herkesten üstün olduğunu anlatmak için kaleme aldığı rivayet edilir. Rivayet edilene göre bu tefsir sonrasında cemaatten bir kişi çıkarak ona tepki göstermiş ve buna karşı çıkmıştır. Orijinal nüshalardan yola çıkarak 60 yaşında yazmaya başladığı sanılmaktadır. Halk tarafından çok sevilen ve bu sevginin dönemin sultanları olan Orhangazi ve I. Murad’a kadar erişmiş olduğu bilinmektedir.
Elbette bu hatalı bir tefsirdir. Burada söylenmek istenen, her peygamberin Allah tarafından gönderilmiş olduğu ve ayırt edilmediğidir. Bakara süresinin başka bir ayetinden yola çıkarak Hz. Muhammed (s.a.v)’in üstün kılındığını ifade etmektedir. Süleyman Çelebi, yazmış olduğu Türkçe kasidenin girişine Arapça bir giriş eklemiş ve burada açıkça bu tefsire karşı şerh koymuştur.
Süleyman Çelebi’nin kaleme aldığı eserin gerçek adı Türkçe Kurtuluş Yolu manasına gelen Vesiletü’n-Necat’tır ancak eserde Hz. Peygamber’in kutlu doğumunu ele alan kısım insanlarda derin izler bırakmış, bu yüzden Mevlit olarak akıllarda kalmıştır. Eserde aynı zamanda Kur’an’ın yasakladığı günahlardan uzak durulması, gıybet, yalan, iftira, kibir gibi diğer günahlardan uzak durulması ve İslam’ın güzel ahlakı öğütlenmektedir.