Sünnet ve Farzın Farkı Nedir?

Farzın hükmü kesindir, sünnetin hükmü kesin değildir. Farzı reddeden kimse dinden vazgeçer, vacibi reddeden kimse dini terk etmez, suç işler, sünnet vacip gibi olmasa da dini reddeden kişi yine suç işlemiş olur.

Ama mesela aralarında bir fark var. Namazdan vazgeçilen sünnet, namazı bozmaz. Vaciplerden biri yanlışlıkla namazdan vazgeçerse, namaz kılmak gerekir. Kasıtlı olarak terk ederseniz, namaza devam etmelisiniz. Namazda sünneti terk etmek namazı kesmez, secdeyi de gerektirmez. Ancak kasıtlı olarak sünneti terk etmek daha düşük bir sevabı vardır.

Farz

Farz yapma dini bir zorunluluk, açık ve net kanıtlarla ibadet etme yükümlülüğüdür. Örneğin, oruç tutmak ve zekât vermek. İki kısma ayrılır:

  • Farzı Ayn: Bunların icrası her Müslüman için ayrı bir zorunluluktur. Bir Müslüman bunu yaparsa, bunlar diğer Müslümanların üzerinden düşmez. Dua ve oruç gibi. Namaz ve oruç, istisnasız her Müslümanın yerine getirmesi gereken dini yükümlülüklerdir.
  • Farzı Kifâye: Bu ibadetlerin her Müslüman tarafından yerine getirilmesi gerekmiyor ve bazı Müslümanlar başkalarının borç yükünü azaltıyor. Kimse böyle bir şey yapmazsa, o zaman tüm toplum sorumlu ve suçlu olacaktır. Müslüman bir cenaze namazı kılmak gibi. Bazı Müslümanlar için cenaze namazı kılmak, diğer Müslümanları yükümlülüklerinden kurtarmak için yeterlidir. Ama kimse bunu yapmaya istekli değilse, o zaman tüm Müslümanlar sorumlu olacaktır. Farz-ı kifayenin mükafatı, sadece yapana aittir.

Vacip

İslam hukukunda “vacib”, mükellefin farzdan daha düşük, ancak sünnetten daha yüksek görevler yapmasını gerektiren dini bir hükümdür.

İslam’da olgunluğa ulaşan bilge kişiye borçlu denir. Özgür iradesini kullanmakta özgür olan kişilerin söz ve davranışları İslam’ın nazarında bazı düzenlemelere tabidir. Bu davranışlar birçok kaynakta “zorunlu davranışlar” olarak anılır ve sekiz tür davranış vardır: farz, vacip, sünnet, müstahab, caiz, haram ve makruh. Bu Hanefilere göredir.  Diğer mezheplere göre bu sayı vacip, mendub, haram, mekruh ve mubah olmak üzere 5’tir.

Farzı reddedenler dinden, vacibi reddedenler ise dinden çıkmayacaklar, suç işlemiş olacaklardır. Örneğin; namazda vacipten vazgeçmek, namazı bozmaz. Vaciplerden biri istemeyerek namaz kılarsa secde yapmak gerekir. Kasıtlı olarak yapılırsa, namaza devam etmelisiniz.

Farz kuralına göre; mutlaka yapılması gerekir ve bunu inkâr edenlerin dinden çıkarlar. Namazı reddetmek ve orucu reddetmek gibi. Vacip hükmüne dayanıyorsa, bu kesinlikle gereklidir, ancak bunun Vacip olduğunun reddedenin küfrüne karar verilmez. Namazdan kasten ayrılan vaciplerden biri tahriman mekruhtur. Şafii’ye göre, namazda Fatiha okumak vacip olarak kabul edilir.

Sünnet Ne Anlama Gelir?

Yol ve yürüyüştür. “Anlam” terimi ise peygamberin (asm) tüm söz, fiil ve hükümlerini ifade etmektedir. Takrir, işi reddetmek yerine belirli şeyler hakkında sessiz kalmak demektir.

Hadisler, ayetleri açıklar. Kutsal yazılarda belirtilen kutsal amacı kısaca açıkladılar. Kuran’da yer almayan konularda hükümler verdiler.

Sünni ekolü hadislerinde Kur’an açıklayıcı kaynak olarak vurgulanmıştır. Ancak zaman geçtikçe bu anlayış giderek gelişerek Hadis ve Hadis anlayışının ikinci kaynağı olmuştur. Bu dönüşümün nasıl gerçekleştiği, Ahmed İbni Hanbel ve İmam Şafii, İmam Malik vb. İmamlar tarafından ele alınmaktadır. Bu şekilde, bu iki imam ulaştırma imamları olarak tanımlanmakta ve Müslümanları daha sonra birbirine bağlayan ve tanımlayan en önemli ikinci kaynak haline gelmektedir.  Günümüzde sünnet, İslam dünyasında İslam hayatının temel ilkelerini belirleyen ve Kuran’dan sonra ikinci büyük İslam hukuku olarak kabul edilen bir geleneği içermektedir.  Birincisi, Peygamber Efendimizin Sünnet-i Müekkede sık sık yaptıklarını anlatmak için kullanılır. Bağdat okulundaki (veya Hanefi mezhebindeki) sünnet kavramı diğer Sünni mezhepler kadar bağlayıcı değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir