Yahyâ Bin Maîn, 158 senesi itibariyle Bağdat yakınlarında olan Enbâr’a bağlı Nikyâ köyü üzerinde dünyaya gelmiş bir zâttır. Onun ataları ise Serahs şehrindendir. Ayrıca onun dedesi, o dönem Horasan valisi olan Cüneyd el-Mürrî’nin azatlı olan kölelerindendi ve bu nedenle Yahyâ b. Maîn de “Mürrî” şeklindeki nisbesi ile anılmıştır.
Yahyâ Bin Maîn, Bağdat ve yakınlarında geçirdiği ilk tahsilinin ardından on sekiz yaşındayken Kûfe üzerine gitmiştir. Sonrasında ise şu bölgelere ilmî bazı seyahatler yapmıştır: Basra, Mekke, Horasan, Rey, Nehveran, Remle, Mısır, Humus, Rusâfe, Medine, Yemen, Vâsıt, Harran, Masîsa (Misis), Şam, San’a… Yirmi yaşından itibaren ise pek çok kez Hicaz üzerine gitmiş gelmiştir.
Yahyâ Bin Maîn’e Babasından Kalan Mirası
Yahyâ Bin Maîn’e babasından kalan mirası, onun ilmî hayatına katkıda bulunmuştur. Babası hayattayken, Rey’in vergisini toplamak ile vazifelendirilmiş bir kişiydi. Bu yüzden de maddî durumu oldukça iyiydi. Yahyâ bin Maîn de babasının iyi geliri sayesinde yaşamı boyunca hep ilimle meşgul olabildi. Dolayısıyla otuzlu yaşlarına dek babasının desteği sayesinde seyahatlerini devam ettirdi. Daha sonra babasından miras kalmış olan 1.000.000 dirhemin hepsini hadis ilmini tahsil edebilmek amacıyla harcadı.
Yahyâ Bin Maîn’in İlim Hocaları
Yahyâ Bin Maîn’in ilim hocaları arasında pek çok âlim isim yer almıştır. Yahyâ bin Maîn, ricâl alanı ile hadis alanı üzerine edindiği bilgileri, kendine borçlu olduğunu belirttiği Muzaffer b. Müdrik el-Horasânî’den ve ayrıca Ebû Sehl Heysem bin Cemîl ile Ebû Seleme Mansûr bin Seleme’den bazı dersler okumuştur. Ayrıca kendisinden istifade ettiği başka hocaları arasında ise şu isimler yer alır: Vekî bin Cerrâh, Gunder, Abdurrahman bin Mehdî, Abdürrezzâk es-San’ânî, Affân bin Müslim ve daha niceleri.
Yahyâ Bin Maîn’in Yetiştirdiği Talebeleri
Yahyâ Bin Maîn’in yetiştirdiği talebeleri arasında Buhârî gibi çok önemli isimler yer almaktadır. Ayrıca onun yetiştirdiği talebeler arasında şu zâtlar da sıralanabilir: Müslim bin Haccâc, Ebû Hâtim er-Râzî, Ebû Ya’lâ el-Mevsılî, Ebû Dâvûd es-Sicistânî, Ebû Zür’a er-Râzî; yaşıtlarından ise Ahmed bin Hanbel, Ebû Hayseme Züheyr bin Harb, İbn Sa’d…
Ayrıca onun yazdığı eserleri günümüze dek ulaştırmış olan talebeleri ise şunlardır: Abbas bin Muhammed ed-Dûrî, Ahmed bin Muhammed bin Muhriz, Yezîd bin Heysem bin Tahmân, Ebû Saîd Hâşim bin Mersed et-Taberânî, İbnü’ş-Cüneyd el-Huttelî, Osman bin Saîd ed-Dârimî, Ahmed bin Hasan es-Sûfî, Ebû Bekir Ahmed bin Ali el-Mervezî…
Yahyâ Bin Maîn’in Vefatı Hakkında
Yahyâ Bin Maîn’in vefatı hakkında kaynaklarda geçen bilgiye göre onun 233 yılının 23 Zilkade tarihi itibariyle Medine şehrinde vefat ettiğini söyleyebiliriz. Bu tarih se tam olarak 848 yılının 29 Haziran gününe tekabül eder. Yahyâ b. Maîn’e, ölüme adım adım yaklaşırken son arzusu kendisine sorulduğu zaman şu şekilde cevap vermiştir: “Beytün hâlî ve isnâdün âlî.” Bu cümle ise boş olan bir ev ve âlî bir isnad manasına gelmektedir. Cenazesine ise çok büyük bir kalabalık katılmıştır. Cenaze namazını ise Medine valisi kıldırmıştır. Sonrasında ise Bakî Kabristanı içerisine defnedilmiştir.
Yahyâ Bin Maîn’in Hadis Bilgisi
Yahyâ Bin Maîn’in hadis bilgisi, çok genişti. Odasının, tamamen hadis defterleri ile doldurulmuş olduğu konusunda rivayet bulunmaktadır. Yahya b. Maîn’in mükerrerleri ile beraber -biraz da mübalağa edilmiş şekilde- 1 milyon kadar rivayet yazmış olduğu zikredilmektedir. Ayrıca Ali bin Medînî, onunla ilgili olarak; Hz.Âdem’den beri onun kadar çok fazla hadis yazmış bir kimseyi bilmiyorum, demiş olduğu aktarılmıştır.
İbn Maîn’in Hadis İlmi Üzerine Görüşleri
İbn Maîn’in hadis ilmi üzerine görüşleri ile ilgili olarak öncelikle zamanının çoğunu hadis yazmaya ve toplamaya ayırmaya özen gösteren biri olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu kadar zaman ayırmasına karşın aslında az hadis rivayetinde bulunmuştur. İbn Maîn, hadis konusunda şu düşünceden hareket etmiştir: Yazarken ne bulursan onu yaz, ama rivayette bulunacağın vakit iyice ayıkla ve sonra rivayet et!
Ayrıca o, uydurma olan hadislere karşı bir önlem almak amacıyla birçok mevzu hadis yazmış olsa bile zaman içerisinde onları imha etmiştir ve sonra da yalancılardan çok sayıda hadis yazdıklarını ama sonrasında bu rivayetler ile fırını yakıp da ekmek pişirdiklerini söylemiştir. İbn Maîn, hadis rivayetleri arasındaki hataları, illetleri ve farkları tespit amacıyla bir hadisi, pek çok ayrı hocadan dinlemiş öğrenmiş ve bir hadisi, tam elli tane ayrı tarikten yazmıştır.
İbn Maîn’in Eserleri
İbn Maîn’in eserleri, hadis ilmindeki bilgilerini kitap biçimine getirmesi ile oluşturulmuş eserlerdir. Bu bilgileri toplayıp da kitap biçiminde telif etmesi pek hoş bulunmamıştır. Ancak onun bu bili ve birikimini, onun talebeleri olan zâtlar, telif ve tedvin etmiş, günümüze dek ulaştırmıştır. Bu yüzden eserleri, genel olarak öğrencilerinin ricâl konusundaki suallerine vermiş olduğu cevaplardan oluşur. Yahut müzakere esnasından ondan öğrenilen bilgilerden oluşmaktadır.
Bu noktada suâlât tarzı kitaplarda genellikle sika-zayıf gibi bir râvi ayrımı baz alınmadığı için İbn Maîn’in yazdığı eserleri de iki gruptan da râviler barındırmaktadır. İbn Maîn’in eserleri arasında yer alan kitaplardan bazıları ise şu şekilde sıralanabilir:
- Et-Târîh, Su’âlâtü İbni’l-Cüneyd, Ma’rifetü’r-ricâl, el-Fevâ’id, Cüz’in fîhi hadîsü’s-Sûfî an Yahyâ bin Ma’în, Min kelâmi Ebî Zekeriyya Yahyâ bin Ma’’in fi’r-ricâl…