Yahyâ Bin Mübârek Yezîdî, 128 yılı itibariyle büyük ihtimalle Basra üzerinde dünyaya gelmiş olan bir zâttır. Bu yıl ise tam olarak 745 yılına tekabül eder. Tüm kaynaklar içerisinde ise ismi “Yahyâ” şeklinde geçer. Ancak İbn Kuteybe, Yahyâ’ı daha çok “Abdurrahman” ismi ile zikretmiştir.
Yezîdî, Abbâsî Halifesi Mehdî’nin dayısı olan Yezîd bin Mansûr’un evlatlarına mürebbilik yapmıştır. Yezîdî’nin dedesinin, kökende Benî Adî bin Abdümenâf isimli kabileden olan bir kadının mevlâsı olması nedeniyle Yezîdî’ye “Adevî” de denmiştir. Ayrıca “Bağdâdî” ile “Basrî” gibi nisbelerle de anılmış bir zâttır.
Yezîdî’nin İlim Öğrendiği Hocaları
Yezîdî’nin ilim öğrendiği hocaları arasında farklı isimler bulunur. Bu hocalardan ilmin farklı alanlarında dersler görerek kendini yetiştirme fırsatı bulmuştur. Yezîdî’nin ilim öğrendiği hocaları içerisinde en önde gelen isim ise Ebû Amr bin Alâ isimli hocasıdır. Bu ilim hocasından, kırâat, lügat ve nahiv ilimlerini tahsil etmiştir. Bir diğer hocasının adı Halîl bin Ahmed’dir. Bu hocasından ise aruz ve dil ilimlerini öğrenme fırsatı bulmuştur. Ayrıca İbn Cüreyc ile Yûnus bin Habîb gibi daha pek çok ilim hocasından dersler görmüş bir zâttır.
Yezîdî’nin İlim Öğrettiği Talebeleri
Yezîdî’nin ilim öğrettiği talebeleri içerisinde oğulları başta gelmektedir. Oğullarına ilim tahsili yaptırdığı gibi farklı ilmî alanlarda dersler verdiği talebeleri arasında şu isimler de yer alır: Dûrî, Ebû Ubeyd Kâsım Bin Sellâm, Ebû Eyyûb el-Hayyât, Sûsî, İshak Bin İbrâhim el-Mevsılî, Muhammed Bin Sa’dân…
Yezîdî’nin oğullarından da bahsetmek gerekiyor. Oğullarının isimleri Muhammed, İsmâil, İbrâhim, İshak ve Abdullah idi. Her bir tanesi de babası Yezîdî’den rivayetlerde bulunmuş ve eser telif etmiştir. Ayrıca bu beş tane oğlunun yanı sıra onun torunları da edebiyat ve ilimle ilgilenmiştir. Yezîdî ailesinin edebiyat ve ilim tarihinde tam birkaç nesil kadar etkin durumda olduğu belirtilmektedir.
Yezîdî’nin Üne Kavuşması
Yezîdî’nin üne kavuşması, Ebû Amr ile ilgili olarak meydana gelmiştir. Yezîdî, onun kırâatini, yine onun kendisinden bir arz yolu ile tahsil etmiştir. Bu kırâati öğrenmekle meşgul olmuştur. Yezîdî’yi üne kavuşturmuş olan en önemli noktalardan bir tanesi de hocasının ismini taşıyan bu kırâatin rivayeti için kaynaklık etmiş olmasıdır. Ayrıca Ebû Amr’in bu kırâat usulünün tercih edilen iki ayrı râvi ismi Sûsî ile Dûrî’nin, söz konusu kırâat şeklini direkt Ebû Amr’ın kendisinden değil de, Yezîdî’nin kendisinden almaları da ona ünü getirmiştir.
Yezîdî’nin İlmî Kişiliği ve Yaşantısı
Yezîdî’nin ilmî kişiliği ve yaşantısı ile ilgili olarak öncelikle onun Basra dil mektebine intisap ettiğini söylemek gerekiyor. Ayrıca Yezîdî, özellikle de Kûfe dil mektebinin temsilci isimlerinden Ali bin Hamza el-Kisâî ile beraber Bağdat üzerinde mescidde verdikleri dersler ve sarayda gerçekleştirdiği tartışmaları ile bilinen bir isimdir. Yezîdî, lügat ve nahiv alanlarında çok derin bir bilgiye sahipti. Yezîdî, fesahati ile bilinirdi. Ayrıca o, şiir alanına da girmiş bir isimdi. Ancak Bermekîler ile Abbâsîler dönemlerinde kaleme aldığı şiirlerini yakmış olduğu bilinmektedir.
Yezîdî, yaşamının son evresine doğru zühde yönelmiş ve kendini sadece ibadete vermiştir. Ayrıca daha öncesinde kaleme aldığı levhiyyât ve gazel türü şiirleri yüzünden de pişmanlık hissettiğine dair rivayetler vardır. Bu pişmanlığı dikkate alındığı zaman gençlik dönemlerine ait olan şiirleri nedeniyle bu tip bir yola girmiş olduğu öngörülebilir.
Yezîdî’nin Eserleri
Yezîdî’nin eserleri, her ne kadar edebiyat ve şiir yönüyle de bilinen bir isim olsa bile, daha çok dinî ve ilmî konularda kaleme alınmış olan eserlerdir. Çünkü o pek çok şiirinden vazgeçmiş ve hatta onları yakmış bir isimdir. Dolayısıyla kaynaklarda daha sık rastlayabildiğimiz din konulu kaleme aldığı eserleri için şu örnekleri verebiliriz:
- Garîbü’l-Kur’ân: Bu isimde bir kitabın Endülüs’te Yezîdî’nin adına nispet edilmiş olduğu belirtilmiştir. Ancak bu eserin, aslında oğlu olan Abdullah’a karşı izâfe edilmiş olan bir kitap olması büyük ihtimaldir.
- Müşâcerâtü Ebî Muhammed el-Yezîdî ve’l-Kisâ’î bi-hazreti’r-Reşîd: Bu eserin yazma bir tane nüshasının, Muhammed el-Hemedânî’ye ait özel bir kütüphane içerisinde olduğu bilinmektedir.
- Kitâbü’n-Nevâdir fi’l-luga: Bu eser, Asmaî’nin aynı isimdeki eserine benzetilen ve tam aynı hacimde olduğu söylenen bir eserdir. Ayrıca bu eserin kaleme alınması, Ca’fer bin Yahyâ el-Bermekî’nin şahsı içindir.
- Kitâbü’n-Nakt ve’ş-şekl
- Kitâbü’l-Müşkil
- Muhtasar fi’n-nahv: Bu eser, Me’mûn’un evlatları için yazılmış bir eserdir.
- Kitâbü’l-Maksûr ve’l-memdûd.
Yezîdî İçin Yazılan Eserler
Yezîdî için yazılan eserler arasında farklı isimlerin onun hakkında kaleme aldığı eserler yer alır. Bunlardan bir tanesi, bir yüksek lisans tezi olarak kaleme alınmış bir çalışmadır. Bu noktada yüksek lisans tezi olarak Yezîdî hakkında kaleme alınan bu eseri, Râbiye M.Hasan Rebî hazırlamıştır. Yezîdî ailesine ait olan şiirleri ise Muhsin Gayyâz, “Şi’rü’l-Yezîdiyyîn” ismi altında derlemiştir. Yezîdî hakkında çalışma yapan bir diğer isim ise Manfred Fleischhammer’dir. Manfred ise Yezîdî ailesinin, o dönem Abbâsî sarayı içerisindeki edebî faaliyetleri hakkında bir makale kaleme almıştır.